Sarımsak
Amaryllidaceae familyasının bir üyesi olan ve tüm dünyada yetiştiriciliği yapılan sarımsak (Allium sativum L.), sağlık açısından önemli faydalar sağlayan bir besindir.
Sarımsağın (Allium sativum L.) anavatanı Orta Asya’dır ve şu anda tüm dünyada yetiştirilmektedir. Yılda Çin’de yaklaşık 23 milyon ton, Hindistan’da ise 2,9 milyon ton sarımsak üretimi gerçekleşir. Dünyada lider olan Çin, toplam üretimin yaklaşık %75’ini karşılamaktadır. Çin ve Hindistan dışında Bangladeş, Kore ve Mısır sarımsak üretiminde önemli ülkelerdendir.
Sarımsağın sayısız sağlık yararına rağmen, Çin ve Hindistan dışında küresel sarımsak tüketimi azalmaktadır. Bazı insanlar keskin tadı ve kokusu nedeniyle çiğ sarımsak yemeyi tercih etmemektedir ve çiğ sarımsak bazı insanlarda gastrointestinal rahatsızlığa neden olabilmektedir.
Besin Değeri
Karbonhidratlar ve proteinler, sarımsak tozunun %80’den fazlasını oluşturan ana bileşenlerdir. Minerallerle ilgili olarak selenyum seviyesi neredeyse tüm diğer bitkilerden en az 9 ppm daha yüksektir. Sarımsağın temel farmakolojik etkileri, içerdiği organo-kükürt bileşiklerinden kaynaklanmaktadır. Sarımsaktaki en önemli biyoaktif bileşen olan allicin (diallil tiyosülfat), sarımsağın kendine özgü keskin kokusundan ve diğer iyileştirici özelliklerden sorumludur.
Sarımsağın kalorisi, yağı, şekeri ve sodyumu düşüktür. Tek bir diş sarımsak, küçük miktarlarda C vitamini, çinko ve kalsiyum gibi çeşitli vitamin ve mineraller içermektedir.
100 g sarımsak:
• Kalori: 129 kcal
• Karbonhidrat: 24.48 g
• Protein: 5.21 g
• Yağ: 0.54 g
• Lif: 2.64 g
• C vitamini: 10.9 mg
• A vitamini: 2 RE
• B-6 vitamini: 1.146 mg
• K-1 vitamini: 1.2 µg
• Potasyum: 474 mg
• Fosfor: 156 mg
• Kalsiyum: 16 mg
• Magnezyum: 28 mg
• Demir: 0.94 mg
• Beta-karoten: 29 µg
• Niasin: 0.564 mg
• L-askorbik asit: 10.9 mg
• Folat: 10 µg
İçermektedir.
Sağlık Etkileri
Sarımsağın terapötik etkileri esas olarak organik sülfitler, saponinler, fenolik bileşikler ve polisakkaritler gibi biyoaktif bileşiklerin etkileyici aktivitesinden kaynaklanmaktadır. Sarımsağın eşsiz lezzeti genellikle zengin kükürt içeren bileşikler, yani allisin, g-glutamilsistein ve bunların türevlerinin içeriğine atfedilmektedir. Sarımsak, kükürt içeren bileşiklerin yanı sıra eser elementler açısından da oldukça zengindir. Çiğ sarımsakta çinko, manganez, bakır, selenyum ve iyot bulunmaktadır.
Sarımsak zengin bir kükürtlü bileşik kaynağıdır, genel ismine allium denmektedir. Sarım[1]sak antibakteriyel, antifungal ve antimikrobiyal özelliklerinin yanı sıra dolaşım ve bağışıklık sistemine yararlı etkileri ile de geniş spektrumlu bir sebzedir. Bu ürünün, birçok ülkede sakinleştirici, antibiyotik, deri hastalıkları tedavisi, ağrı kesici, solunum ve sindirim sistemleri rahatsızlıkları, afrodizyak, kalp damar rahatsızlıkları ve anti kanserojen özelliğinden dolayı günlük beslenme programlarında yer almasının önemi ve gerekliliği son yıllarda çok daha fazla vurgulanmaktadır. Sarımsağın organosülfür bileşenleri, sağlığı teşvik edici özelliklerden esas olarak sorumludur.
Sarımsağın anavatanı, MÖ 2700’den itibaren ilaç olarak kullanıldığı Orta Asya’dır. Sarımsak tarih boyunca hem gıda olarak hem de tıbbi amaçlar için kullanılmıştır. Sarımsak bitkisi viral, bakteriyel ve fungal enfeksiyonlara çare olabilir. Ayrıca sarımsak ve sarımsak özleri, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, diyabet, ateroskleroz gibi hastalıklarda ve farklı kanser türlerinde tamamlayıcı terapötik ajanlar olarak kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak birkaç klinik çalışmada sarımsak, siğiller, stomatit, venöz ülserler ve cilt ile ilişkili semptomların giderilmesinde kullanılmaktadır.
Sarımsak takviyeleri, özellikle yüksek kolesterolü olanlarda toplam kolesterolü ve LDL (kötü) kolesterolü düşürüyor gibi görünmektedir. Sarımsağın kronik hastalıkların yaygın nedenleri üzerinde bilinen yararlı etkileri vardır, bu nedenle sağlığa fayda sağlamaktadır.
Antidiyabetik
Oksidatif stres, diyabete sebep olan nedenlerden biridir ve preklinik çalışmalar, sarımsak[1]ta bulunan aktif organosülfür bileşiklerinin, diyabetik sıçanların dolaşımındaki antioksidan durumunu iyileştirerek hiperglisemiyi azalttığını göstermiştir. Ek olarak sarımsak bileşeni, tip 2 diyabeti de kontrol eden hidrojen sülfit donörleri olarak işlev görmektedir. Son zamanlarda, birkaç meta-analiz, sarımsağın diyabetik hastalarda lipid profilini ve açlık kan şekeri konsantrasyonlarını ve hemoglobin A1c (HbA1C) gibi glikoz parametrelerini azaltabileceğini göstermiştir. Ek olarak, yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca günde iki kez 300 mg sarımsak takviyesi alımı, kontrolsüz dislipidemisi olan diyabetik hastalarda plaseboya kıyasla serum trigliserit ve LDL seviyesini önemli ölçüde iyileştirmiş ve serum lipid seviyesini düşürmüştür.
Kemik Sağlığı
Osteoartrit, patogenezinde adipositokinler, resistin ve proinflamatuar belirteçlerin özel bir rolü olduğu, kronik ağrı ile ilişkili, kemik eklemlerinin yaygın bir dejeneratif hastalığıdır.
Günde 1000 mg sarımsak takviyesinin, 12 haftalık uygulamadan sonra diz osteoartriti olan
aşırı kilolu veya obez kadınlarda semptomların giderilmesinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Yine yapılan bir çalışmada sarımsak takviyelerinin ağrı şiddetini azaltarak antiinflamatuar ve
analjezik etkiler gösterdiği belirtilmiştir.
Başka bir randomize klinik çalışmada, sarımsak tabletinin menopoz sonrası osteoporotik
kadınlarda bir antioksidan görevi gördüğü ortaya koyulmuştur. Yapılan çalışmada postmenopozal kemik kaybında sekiz ay boyunca günde iki kez sarımsak tablet uygulaması ile proinflamatuar sitokin aktivitesi arasında bir ters korelasyon bulunmuştur. Sarımsağın, sitokin üretimini düzenlediği ve postmenopozal osteoporozlu kadınlarda osteoporozu azalttığı gözlemlenmiştir.
Kardiyovasküler Sağlık
Tip 2 diyabet, obezite, insülin direnci, yüksek kan basıncı, metabolik sendrom ve yük[1]sek serum trigliserit düzeyleri ve plazma lipid profili dahil olmak üzere birçok risk faktörü kardiyovasküler hastalık gelişimini etkiler. Mevcut araştırmalara göre sarımsak, besleyici ve fitokimyasal bileşenlerinin sinerjistik etkileri sayesinde ateroskleroz, hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, miyokard enfarktüsü ve iskemik inme riskini önemli ölçüde azaltabilir. Örneğin, ateroskleroz ve vasküler inflamasyona genellikle oksidatif stres, endotel disfonksiyonu ve inflamatuar sitokinler eşlik eder. Koroner ateroskleroz üzerine gerçekleştirilen randomize bir çalışmanın gösterdiği gibi, diyet yaklaşımında sarımsak, ateroskleroz ve miyokard enfarktüsünün önlenmesi ve tedavisinde potansiyel bir role sahiptir. Ayrıca, izoflavonoid açısından zengin sarımsak bitkisel preparatı, menopoz sonrası kadınlarda 12 ay boyunca 500 mg’lık bir dozda uygulamadan sonra ateroskleroz ilerlemesini 1,5 kat engellemiştir.
Metabolik Etki
Metabolik sendrom; abdominal obezite, hipertansiyon, aterojenik dislipidemi, protrom[1]botik ve proinflamatuar durumları içeren metabolik hastalıklar kümesidir ve tip 2 diyabet, aterosklerotik kardiyovasküler hastalık gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. Bu konuda yapılan bir çalışmada dört hafta boyunca günde iki kez 100 mg çiğ ezilmiş sarımsak tüketiminin, kan basıncı, trigliserit seviyeleri, açlık kan şekeri gibi metabolik sendromun çeşitli risk faktörlerini önemli ölçüde azalttığı ve ayrıca serum yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolünü iyileştirdiği gözlemlenmiştir. Başka bir çalışma, sarımsak ekstraktının hastalarda herhangi bir yan etki olmaksızın, artmış plazma adiponektin seviyeleri yoluyla 24 hafta boyunca günde 1.2 g’lık bir dozda metabolik sendrom risk faktörlerini azalttığını ortaya koymuştur. Bu sonuçlar sarımsağın özellikle düzenli tüketildiğinde antidiyabetik, antilipidemik ve antioksidan niteliklerini ortaya koymaktadır.
Antikanserojen
Sarımsağın, karsinojenezin birçok aşamasına müdahale ederek antikanser aktiviteler sergilediği gösterilmiştir. Bununla birlikte, sarımsağın besleyici veya kemopreventif rolleri, sarımsağın kansere karşı terapötik etkileri olduğu fikrinin çok ötesine geçmektedir.Sarımsağın antikanserojen özelliğinde etkisi olduğu düşünülen birçok mekanizma vardır.
Serbest radikal süpürmesi, hücre proliferasyonunu ve tümör büyümesini azaltması bunlardan bazılarıdır. Ek olarak, son günlerde araştırmacılar sarımsağın antimutajenik etkisine odaklanmaktadır; dialil sülfit gibi belirli kükürt içeren bileşiklerin DNA onarım mekanizmaları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu tahmin etmektedirler.
Günlük sarımsak ve soğan alımının kansere karşı koruma sağladığı sonucuna varılmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Kanser Enstitüsü, kanserin önlenmesine özel atıfta bulunarak çeşitli fonksiyonel ve nutrasötik yönleri nedeniyle sarımsağı fonksiyonel gıda olarak kabul etmektedir.
Halk Sağlığında Kullanımı
Sarımsak (Allium sativum L.), eski çağlardan günümüze kadar çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için tüm dünyada halk ilacı olarak kullanılmıştır. Eski zamanlarda, Babilliler, Çinliler, Mısırlılar, Yunanlılar, Hindular, Fenikeliler, Romalılar ve Vikingler de dahil olmak üzere birçok kültür, sarımsağı gaz, bağırsak bozuklukları, solunum yolu enfeksiyonları, cilt hastalıkları, yaralar ve diğer birçok rahatsızlığı tedavi etmek için halk ilacı olarak sıklıkla tüketmiştir. Günümüzde, doğal ürünler ve alternatif ilaçlar, geleneksel ilaçların potansiyel yan etkilerinden endişe duyan insanlar arasında popülerdir. Sarımsağın kanser önleyici, antibakteriyel, antiviral, antidiyabetik, antihipertansif, kardiyoprotektif, hepatoprotektif, hipolipidemik ve antioksidan etkilerinin yanı sıra bağışıklık geliştirme dahil olmak üzere çok çeşitli terapötik etkileri gözlemlenmiştir. Bu etkiler, yüksek konsantrasyonda organosülfür bileşiklerine (OSC’ler) atfedilmektedir.
Mısırlılar piramit yapımında, bağışıklıklarını güçlendirmek için sarımsak kullanmışlardır böylece çeşitli hastalıklardan korunmalarını sağlamışlardır ve performanslarını artırmışlardır. 1550 yıllarında antibiyotikler ve eczane ürünleri bulunmadığından sarımsak tifüs, dizanteri, kolera ve grip gibi farklı salgınlarda tıbbi amaçlar için kullanılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, antimikrobiyal etkileri nedeniyle askerlerin yaralarını tedavi etmek için sarımsak uygulanmıştır. Epidemiyolojik, deneysel ve klinik kanıtlar, sarımsak ve müstahzarlarının kan lipitlerini, kan basıncını düşürme ve mikrobiyal (viral, fungal ve bakteriyel) büyümenin inhibisyonu gibi çok çeşitli sağlık yararlarına sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Sarımsak geleneksel olarak enfeksiyon, soğuk algınlığı, diyabet, kalp hastalığı ve diğer birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılan tarihte benzersiz bir konuma sahiptir. Günümüzde tıbbi değeri için de yetiştirilmektedir.
Kullanım Alanları
Sarımsak, binlerce yıldır yemek pişirmede yaygın bir çeşni olarak değerlendirilmesinin yanı sıra farmakoloji ve kozmetik alanında da kullanılmaktadır.
Sarımsak, bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında ilacın etkisini değiştirebilir. Bu nedenle takviye gıda olarak kullanılırken doktora danışılmalıdır.
10 Maddede Sarımsak
1- Zengin kükürtlü bileşik kaynağıdır.
2- Kemik sağlığına faydalıdır.
3- Oksidatif stres ile savaşmaktadır.
4- Kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaya yardımcı olur.
5- İnflamasyonun azalmasına yardımcı olur.
6- Kan lipitlerini düzenlemeye destek olur.
7- Kanser riskini azaltmaya yardımcı olur.
8- Diyabet riskini azaltmaya ve glisemik kontrole destek olur.
9- Bakteriyel veya fungal hastalıkların tedavisinde yardımcı olur.
10- Eski çağlardan günümüze kadar birçok rahatsızlık için halk ilacı olarak kullanılmıştır.
Kaynaklar
Ansary, J., Simal-Gandara, J., Gil, E., Cianciosi, D., Zhang, J., Zabaleta, M. E., Giampieri, F., & Simal-Gandara, J. (2020). Potential Health Benefit of Garlic Based on Human Intervention Studies: A Brief Overview. Antioxidants, 9(7), 619.
Butt, M. S., Sultan, M., Butt, M., & Iqbal, J. (2009). Garlic: Nature’s Protection Against Physiological Threats. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 49(6), 538–551.
Egea, L. A., Mérida-García, R., Kilian, A., Hernández, P., & Dorado, G. (2017). Assessment of Genetic Diversity and Structure of Large Garlic (Allium sativum) Germplasm Bank, by Diversity Arrays Technology “Genotyping-by-Sequencing” Platform (DArTseq). Frontiers in Genetics, 898.
FoodData Central. (2019).
Jin, Z. Y., Wu, M., Han, R. Q., Zhang, X. F., Wang, X. S., Liu, A. M., ... & Zhao, J. K. (2013). Raw Garlic Consumption as a Protective Factor for Lung Cancer, a Population-Based Case–Control Study in a Chinese PopulationRaw Garlic Consumption and Lung Cancer. Cancer prevention research, 6(7), 711-718.
Marchand, L. L., Murphy, S. P., Hankin, J. H., Wilkens, L. R., & Kolonel, L. N. (2000). Intake of Flavonoids and Lung Cancer. Journal of the National Cancer Institute, 92(2), 154–160.
Ryu, J. K., & Kang, D. (2017). Physicochemical Properties, Biological Activity, Health Benefits, and General Limitations of Aged Black Garlic: A Review. Molecules, 22(6), 919.
Sultan, M. T., Butt, M. S., Qayyum, M. M., & Suleria, H. A. (2014). Immunity: plants as effective mediators. Critical reviews in food science and nutrition, 54(10), 1298–1308.
Szychowski, K. A., Rybczyńska-Tkaczyk, K., Gaweł-Bęben, K., Świeca, M., Karas, M., Jakuczyk, A., Matysiak, M., Binduga, U. E., & Gmiński, J. (2018). Characterization of Active Compounds of Different Garlic (Allium sativum L.) Cultivars. Polish Journal of Food and Nutrition Sciences, 68(1), 73–81.
Tsai, C. W., Chen, H. W., Sheen, L. Y., & Lii, C. K. (2012). Garlic: Health benefits and actions. BioMedicine, 2(1), 17-29.
Zhang, Y., Liu, X., Ruan, J., Zhuang, X., Zhang, X., & Li, Z. (2020). Phytochemicals of garlic: Promising candidates for cancer therapy. Biomedicine & Pharmacotherapy, 123, 109730.
Beowell Freeze Dried Fruits Vegetables – Beowell Dondurularak Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
#beowell #freeze #dried #food #vegetable #fruit #vitamin #antioxidant #nutritional #healthy #freezedried #diet #diyetisyen #sağlıklıbeslenme #dondurularakkurutulmuş #meyve #sebze #Yenilmeyeniyedirmek #yemeyeneyedirmek