Aspartam Nedir: Güvenli Mi? Tehlikeli Mi?

Tarih: 14.08.2024 17:06
Aspartam Nedir: Güvenli Mi? Tehlikeli Mi?
Aspartam, diyet içeceklerden sakızlara kadar pek çok üründe kullanılan popüler bir yapay tatlandırıcıdır. Ancak, yıllardır bu küçük molekülün sağlık üzerindeki etkileri tartışma konusu olmuştur. Aspartamın güvenliği ve olası yan etkileri hakkında sıkça sorulan soruları yanıtlamak amacıyla, bu yazıda aspartamın ne olduğunu ve sağlık üzerindeki etkilerinin ne olduğunu ele aldık.
Yazı İçeriği:
  • Aspartam Nedir?
  • Aspartamın Tarihsel Süreci
  • Aspartamın Gıda Endüstrisindeki Yeri
  • Aspartamın Sağlık Üzerine Etkileri

ASPARTAM NEDİR?
Aspartam (E951), sentetik bir dipeptid yoğun tatlandırıcıdır ve sakkarozdan yaklaşık 180-200 kat daha tatlıdır. Ayrıca aspartam düşük kalorili bir değere sahiptir. Aspartam, dünya çapında 6000'den fazla üründe kullanılmakta olup, birçok marka adı altında büyük bir ticari başarı sağlamaktadır. Aspartam'ın popülerliği, maliyetlerinin düşük olması, düşük kalorili olması, çekici reklamlar ve kilo yönetimine katkı sağlama vaadi nedeniyle artmaktadır. Aspartam'ın tüketici arasında bu kadar popüler olmasının nedeni, sakkaroz tüketimi ile ilgili yaşanan sorunlardır ve bu sorunlara aspartam güçlü bir alternatif oluşturmaktadır.


ASPARTAMIN TARİHSEL SÜRECİ
1965’te James M. Schlatter, anti-ulser ilaçları üzerinde çalışırken aspartamı yanlışlıkla keşfetti. İki amino asidi (aspartik asit ve fenilalanin) karıştırırken karışımı tatmayı denedi ve tatlı bir tat aldığını fark etti. Bu keşif, aspartamın düşük kalorili bir tatlandırıcı olarak kullanılmasının başlangıcı oldu. 1973’te G.D. Searle & Co., Schlatter'ın çalıştığı şirket, aspartamın gıda katkı maddesi olarak kullanılabilmesi için FDA'ya başvurdu. Bu başvuru, aspartamın resmi olarak test edilmesi ve onaylanması sürecinin başlangıcıydı. 1974’te FDA, aspartam için ilk onayı verdi, ancak bu onay kısa sürede askıya alındı. Aspartamın güvenliği ile ilgili daha fazla veri ve uzun dönemli çalışmalar talep edildi. 1981’te FDA, Searle'ın başvurusunu tekrar değerlendirerek aspartamın bazı yiyeceklerde ve içeceklerde kullanılmasına yönelik nihai onayı verdi. Bu onay, aspartamın şeker yerine kullanılan bir tatlandırıcı olarak piyasaya sürülmesini sağladı. Güvenli kullanımı; günlük, kilogram başına, 40 mg olarak belirlendi. Aspartam, 1969'da siklamatların yasaklanmasından sonra düşük kalorili tatlandırıcı pazarında önemli bir boşluğu doldurdu. Searle, aspartamın bu pazardaki fırsatları değerlendirmesi için çaba gösterdi ve tatlandırıcı, rekabetçi bir şeker alternatifi olarak piyasaya sunuldu. FDA, aspartamın güvenli olduğunu belirlemek için kapsamlı hayvan çalışmaları ve veri analizleri yaptı. Uzun dönemli çalışmalar, aspartamın günlük tüketim seviyelerinin güvenli sınırlar içinde olduğunu gösterdi. Bu değerlendirmeler, aspartamın düzenleyici standartlara uygun olduğunu ve potansiyel sağlık risklerinin kabul edilebilir sınırlar içinde olduğunu ortaya koydu.


ASPARTAMIN GIDA ENDÜSTRİSİNDEKİ YERİ
Aspartam, 1980'lerden beri diyet içecekler, sakız, jelatin, dondurma, yoğurt gibi süt ürünleri, kahvaltılık gevrekler, diş macunu ve öksürük şurupları gibi çiğnenebilir vitaminler de dahil olmak üzere çeşitli gıda ve içecek ürünlerinde yaygın olarak kullanılmakta ve gıda endüstrisinde etkin bir şekilde yer almaktadır.


ASPARTAM VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

Aspartam ve Diyabet

Diyabetik bireylerde, kan şekeri seviyelerini düzenlemedeki zorluklar, normal şeker tüketimini kısıtlar. Bu durum, diyabetiklerin kandaki şeker alımını kontrol eden insülin hormonunun yetersiz seviyelerde olması nedeniyle ortaya çıkar. Aspartam, şekerin yerine geçerek şeker alımını sınırlamaya yardımcı olur ve çok düşük miktarda enerji sağlar. Aspartam, sakkarozdan daha yavaş metabolize edilir, bu da kan şekeri seviyelerinin zaman içinde daha stabil kalmasına yardımcı olur. Reaktif hipoglisemi yaşayan bireyler, glukozun hızla emilmesinden sonra fazla insülin üretir. Bu, kan glikoz seviyelerinin fizyolojik işlevler için gerekli seviyenin altına düşmesine neden olur. Diyabetikler gibi, yüksek glisemik gıdalardan kaçınmak zorunda kalan bireyler de genellikle yapay tatlandırıcıları alternatif olarak tercih ederler. Sakkaroz, bakterilerin verimli bir şekilde enerji kaynağı olarak kullanabileceği ve diş minelerini bozarak çürüğe neden olabileceği için diş çürüğüne yol açar. Aspartam, diş plaklarında bulunan bakteriler tarafından kullanılmaz ve diş çürüklerine neden olmaz. Bu sebeplerle de kilo kaybı ve glikoz intoleransı ve tip 2 diyabet hastalığı yaşayan bireyler için önerilmektedir.

Aspartam ve Hematolojik Sağlık
Serbest radikaller, hücre zarlarına zarar vererek kan hücrelerinin işlevlerini bozabilir ve bağışıklık sistemini etkileyebilir. Aspartam, hem yüksek dozlarda hem de FDA'nın onayladığı güvenli dozlarda tüketildiğinde serbest radikal üretimini artırabilir. Bu, kan hücrelerinde oksidatif strese neden olabilir. Oksidatif stres, alyuvar zarlarının hasar görmesine ve oksijen taşıma yeteneğinin azalmasına yol açabilir. Bu durum ayrıca alyuvarların yaşlanmasını ve iltihaplanmayı tetikleyebilir. Nötrofiller ve lenfositler gibi diğer bağışıklık hücreleri de etkilenebilir; serbest radikaller bağışıklık hücrelerinin işlevlerini bozarak bağışıklık yanıtlarını zayıflatabilir ve hücre ölümüne neden olabilir. Aspartam tüketimi, trombositlerin aşırı aktif hale gelmesine ve pıhtılaşma sürecinde değişikliklere yol açabilir. Özellikle tip 2 diyabet hastalarında, bu durum pıhtılaşma sorunlarını daha da kötüleştirebilir. Çünkü tip 2 diyabet zaten pıhtılaşma sisteminde değişikliklere ve hiperkoagülabiliteye (aşırı pıhtılaşma eğilimi) yol açar. Aspartam bu durumu daha da kötüleştirebilir ve kan pıhtılaşma riskini artırabilir.

Aspartam ve Karaciğer Sağlığı
Karaciğer, detoksifikasyon ve metabolizmanın düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Aspartamın hem yüksek hem de güvenli dozları, karaciğerin antioksidan dengesini bozarak serbest radikal üretimini artırabilir. Bu durum, karaciğer hücrelerine zarar verebilir, enerji ve onarım süreçlerini etkileyebilir ve iltihaplanmaya yol açabilir. Ayrıca, aspartamın metabolizması sırasında açığa çıkan metanol, karaciğerde hücre ölümüne neden olabilir.

Aspartam ve Böbrek Sağlığı
Böbrekler, vücuttaki sıvı dengesini, asit-baz dengesini ve hücresel dengeyi korumak için çok önemlidir. Hem yüksek dozlarda hem de önerilen dozlarda aspartam, böbreklerde oksidatif strese neden olabilir ve bu da böbrek hasarına yol açar. Bu tür stres, böbreklerde iltihaplanmaya ve uzun vadede kronik böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Aspartam ve Kalp Sağlığı
Son yıllarda yapılan birçok çalışma, günlük aspartam tüketiminin kardiyometabolik hastalık riskini artırabileceğini göstermiştir. Aspartam, kalp dokusunda oksidatif strese neden olabilir ve bu, kalp işlevlerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, kalp atış hızı değişkenliğini azaltarak, kalp üzerinde kontrol sağlayan parasempatik sinir sistemi (vagus siniri) etkisini zayıflatabilir. Vagal ton, kalp atış hızını düzenleyen vagus sinirinin etkinliğidir; bu tonun azalması, kalp hastalıklarına karşı daha yüksek bir risk oluşturabilir. Ayrıca, aspartamın neden olduğu oksidatif stres veya iltihaplanma, kalp atış hızı değişkenliğini etkileyebilir ve kalpte yapısal değişikliklere yol açabilir.

 

Aspartam ve Beyin Sağlığı
Aspartam tüketiminin, davranışsal değişikliklere, sabırsızlığa, hareket azalmasına ve nöromüsküler koordinasyon bozukluklarına yol açabileceği rapor edilmiştir. Yüksek dozda aspartam kullanımı, hücrelerde zararlı serbest radikallerin birikmesine neden olabilir ve bu da hücre hasarına yol açabilir. Beyin hücreleri, yüksek miktarda yağ içerdikleri için bu serbest radikallere karşı özellikle hassastır. Bu zararlı moleküller, beyin hücrelerinin zarlarına bağlanarak beyin fonksiyonlarını etkileyebilir ve kan-beyin bariyerinin geçirgenliğini artırabilir. Yüksek miktarda aspartam tüketimi, beynin bazı bölgelerinde enzim faaliyetlerini değiştirebilir ve dopamin seviyelerini azaltabilir. Bu etkilenen bölgeler arasında hafıza ve karar verme süreçlerinde önemli rol oynayan hipokampus ve ön beyin korteksi bulunur. FDA tarafından onaylanan günlük güvenli doz bile beyin üzerinde olumsuz etkiler yapabilir ve iltihaplanmayı artırabilir. Bu durum, beyin hücrelerinde zarar verici inflamatuvar moleküllerin artmasına neden olabilir.

Aspartam ve Bağışıklık Sistemi
Oksidan/antioksidan dengesi, bağışıklık hücrelerinin sağlıklı çalışması için çok önemlidir çünkü hücresel proteinlerin, DNA'nın ve hücre zarlarının düzgün kalmasını sağlar. Bağışıklık hücreleri, hücre zarlarında yüksek oranda bulunan çoklu doymamış yağ asitleri nedeniyle oksidatif strese karşı oldukça hassastır. Aspartam, bu dengeyi bozarak oksidatif strese neden olabilir ve bağışıklık sisteminin işleyişini etkileyebilir. Yapılan çalışmalarda olumsuz sonuçlar elde edilmiştir. Oksidatif dengesizlik, bağışıklık hücrelerinde değişikliklere ve iltihaplanmaya neden olabilir. Aşırı radikal üretimi, iltihaplanmayı artırarak bağışıklık sisteminin bozulmasına yol açabilir.

Aspartam ve Bağırsak Sağlığı
Yapılan çalışmalarda, aspartam gibi besin katkı maddelerinin bağırsak metabolizmasını ve mikrobiyotasını etkileyebileceği gösterilmiştir. Bu değişiklikler, vücudun dengede kalma yeteneğini bozabilir, iltihaplanma süreçlerini tetikleyebilir ve şeker dengesini etkileyebilir. Aspartam, ağızda bakterilerin büyümesini engelleyici etkisinin yanı sıra bağırsak mikrobiyotasını da etkileyebilir. Çalışmalarda, düşük dozda aspartam tüketiminin açlık kan şekeri seviyelerinde artışa ve insülin toleransında bozulmalara neden olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, yüksek oranda aspartam içeren içeceklerin tüketimi, glukoz seviyelerinde artışa yol açmış ve bu etkilerin antibiyotik tedavisiyle ortadan kalkması, bağırsak mikrobiyotasındaki değişikliklerin etkileri oluşturduğunu göstermiştir.

Aspartam ve Fenilketonüri
Aspartamın fenilketonüri (PKU) adı verilen nadir bir genetik hastalığı olan bireyler için sağlık riski oluşturduğu, bu yüzden PKU hastalarının aspartam tüketmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Aspartam ve Hamilelik
Hamilelik sırasında aspartam tüketiminin fetüs üzerindeki olumsuz etkileri, plasenta ve fetal ağırlıklarda azalma, umblikal kord uzunluğunda düşüş gibi sonuçlarla belgelenmiştir.


ÖZETLERSEK;
Aspartamın tatlandırıcı olarak özellikle şeker tüketimini azaltmada önemli bir rolü olsa da, FDA tarafından belirlenmiş, güvenli kullanım dozajını aşmamak kaydıyla tüketilmesi önerilmektedir. Uzun süreli ve sık tüketilmesi durumunda istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabileceği saptanmıştır.





KAYNAKÇA:
Choudhary, A. K., & Pretorius, E. (2017). Revisiting the safety of aspartame. Nutrition Reviews, 75(9), 718–730. doi:10.1093/nutrit/nux035
Zafar, T. (2017). Aspartame: effects and awareness. MOJ Toxicology. Volume 3 Issue 2.
Nill, A. (2000). The history of aspartame. Harvard University.
https://www.who.int/news/item/14-07-2023-aspartame-hazard-and-risk-assessment-results-released#:~:text=Aspartame%20is%20an%20artificial%20(chemical,cough%20drops%20and%20chewable%20vitamins.




Beowell Freeze Dried Fruits Vegetables – Beowell Dondurularak Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
#beowell #freeze #dried #food #vegetable #fruit #vitamin #antioxidant #nutritional #healthy #freezedried #diet #diyetisyen #sağlıklıbeslenme #dondurularakkurutulmuş #meyve #sebze #yenilmeyeniyedirmek #yemeyeneyedirmek
Yükleniyor...