ELMA

ELMA

Türkiye'nin her bölgesinde yetişebilen elma, Rosaceae familyasına aittir ve bir sonbahar meyvesidir.
Doyurucu ve enerji veren bir meyve olan elma, lezzeti ve vitamin-mineral zenginliğiyle öne çıkmaktadır.

Elma, Antarktika dışında dünyanın neredeyse her yerinde yetişir. Ilıman iklim bölgelerinde ve tropikal iklim bölgelerinin yüksek kesimlerinde ise dünyanın geri kalanına göre daha yaygındır. Elma yetiştiriciliğine en uygun iklim koşulları 30-50 derece enlemler arasıdır. Ülkemiz bu enlemler arasında yer aldığından elma yetiştiriciliği için gereken iklim koşullarına sahiptir.

Kuzey Anadolu, elma yetiştirmeye oldukça uygun bir coğrafyadır. Elma yetiştiriciliği, ülkemizde en çok kuzeyde Karadeniz kıyısı ile İç Anadolu Bölgesi’nin yaylaları arasında kalan geçiş bölgeleri ve güneyde Göller yöresinde yapılır. 2021 yılı verilerine göre ülkemizde yetiştirilen 4,5 milyon ton elmanın %25,2’si yani yaklaşık dörtte biri Isparta’da yetişmiştir. Isparta’yı %12,3 ile Niğde, %11,9 ile Karaman takip etmektedir. Dikim alanı büyüklüğü bakımından ise ilk sıra Niğde’nindir.

Serin ve karanlık oda ısısında 7-8 gün, buzdolabında 4 ila 6 hafta muhafaza edilebilir. Elma kesildiğinde ya da soyulduğunda havayla temas ettiği için kararan bir meyvedir. Yarım elma yenmek istendiğinde kalan yarısına limon sıkılıp streç film ile kaplanarak muhafaza edilebilir.

BESİN DEĞERİ

100 gram ağırlığındaki bir elmanın yaklaşık %85’i sudur. Elmanın glisemik indeksi, protein ve yağ içeriği düşüktür.

100 g elma 56 kcal’dir ve

Karbonhidrat: 12,41 g

Protein: 0,35 g

Yağ: 0,58 g

Lif: 1,81 g

Şeker: 7,63 g içermektedir.

Elma çözünür bir lif olan pektin içeriği en yüksek meyvelerden biridir. Lifli bir yapısı olması nedeni ile bağırsak tembelliğine iyi gelir, kolesterol ve karbonhidratların emilimini düzenlemeye yardımcı olur.

Elmada C, A, K, B6 ve E vitaminleri bulunur. Elmadaki C vitamininden en iyi şekilde yararlanmak için elma çiğolarak,kabukluveya kabuğu soyulduktan hemen sonra tüketilmelidir çünkü C vitamini havadaki ısı ve oksijenin etkisine karşı hassastır.

Elma; potasyum, fosfor, kalsiyum, çinko, demir gibi mineraller içermektedir. Potasyum, normal kan basıncını ve kas fonksiyonunu korumaya yardımcı olan bir mineraldir.

Ergenler ve yetişkinler için günde 100 ila 150 g elma tüketilmesi önerilmektedir. Elma suyu veya komposto ile karşılaştırıldığında, bütün elma en iyi tokluğu sağlayan formdur. Glisemik indeksi düşük olsa da meyve şekeri içermektedir bu sebeple diyabet hastalarının elmayı ölçülü bir şekilde tüketmesi gerekmektedir.

SAĞLIK ETKİLERİ

Zengin su içeriğinin yanı sıra birçok vitamin ve mineral içermektedir. Elmanın sağlığa faydaları; lifli yapısı(pektin) ve antioksidanlar (polifenoller, C vitamini) ile bağlantılıdır.

Başta C, A, K, E ve B vitaminleri açısından zengin olan elma içerdiği mineraller ve eser elementlerle hem enerji verir hem de hücre koruyucudur. Zengin su içeriği ile vücudun düzgün çalışması için gerekli olan hidrasyonu sağlar.

Elmanın zenginlif ve antioksidan bileşenleri kolesterol düşürücü etkileriyle kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlamakta, diyabet ve obezite oluşumunun önlenmesinde yardımcı olmaktadır. Özellikle meyve ve sebzelerden oluşan lif açısından zengin bir beslenme, birçok kronik hastalık riskinin azalmasına katkıda bulunur.

Elma çözünen ve çözünmeyen lif bakımında zengin bir içeriğe sahip olduğu için tok tutar, iştahı keser, bağırsakları çalıştırır, bağırsak sağlığını destekler ve kabızlığı önler. Bağırsak sağlığının korunması bağışıklık sistemini de desteklemektedir.

Elmayı ısırarak yemek ağız ve diş sağlığı için faydalıdır. Çiğneme, periodontal hastalıklara karşı koruma sağlar.

Antioksidan

Elma, enerji metabolizmasına katkıda bulunur ve hücreleri oksidatif strese karşı korur. Anti-oksidanlar serbest radikallerin zararlı etkileriyle mücadele etme özelliğine sahiptir. Serbest radikaller hücrelerin erken yaşlanmasına neden olurlar. Tütün veya alkol tüketimi, güneşe maruz kalma, kirlilik vb. durumlarda serbest radikallerin üretimi artar. Serbest radikallerin etkilerine karşı koymak için yeterli miktarda antioksidan tüketmek sağlıklı bir yaşam için gereklidir.

Elmanın antioksidanlar ve özellikle polifenollerdeki zenginliği, cilt dahil olmak üzere hücresel yaşlanmayı hızlandıran serbest radikallere karşı savaşarak elmayı yaşlanma karşıtı bir besin haline getirir. Aynı zamanda nemlendirici etkileri de bulunmaktadır. Bu yararlı bileşenler cildi, saçları ve tırnakları daha sağlıklı ve güçlü yapmaktadır. Elma sirkesi de cildi temizler ve cilde parlaklık verir. Elma sirkesi cilde direkt uygulanmamalıdır. Hassas ciltlerde kızarıklık ve tahrişe neden olabilmektedir. Bitkisel bile olsa bir uzmana danışmadan cilde uygulamamak gerekir.

Elmalar birçok kültür tarafından yaygın olarak tüketilmekle kalmaz, aynı zamanda iyi bir anti- oksidan kaynağı oluşturur. Yaygın olarak tüketilen diğer birçok meyve ile karşılaştırıldığında, elmalar ikinci en yüksek antioksidan aktivite seviyesine sahiptir.

Tip II Diyabet ve Kilo Verme

Elmalar diyabet, kalp hastalığı, kanser ve astım riskini azaltma ile ilişkilendirilebilir.

10.000 kişilik Finlandiya çalışmasında, elma tüketimi ile tip II diyabet riskinin azalması ilişkilendirilmiştir. Elma kabuklarının önemli bir bileşeni olan kuersetin, tip II diyabet riskinin azalmasında etkilidir.

Elma ve armut alımı, Brezilya’daki orta yaşlı aşırı kilolu kadınlarda kilo kaybı ile de ilişkilendirilmiştir. Yaklaşık 400 hiperkolesterolemik ancak sigara içmeyen kadın, üç takviye grubundan birine randomize edildi: yulaflı kurabiye, elma veya armut. Her denek, 12 hafta boyunca günde üç kez takviyelerden birini tüketti. Meyvelerden herhangi birini tüketen katılımcılar 12 hafta sonra 1,21 kg ile önemli bir kilo kaybı yaşarken, yulaflı kurabiyeyi tüketenler önemli bir kilo kaybı yaşamadı. Yulaflı kurabiye tüketenlere kıyasla meyve tüketenlerin kan şekeri seviyesi de önemli ölçüde daha düşüktü.

Kanser Riski

Elma polifenollerinin, özellikle kuersetin gibi flavonoidleri, çeşitli kanser ve metastaz türlerinin riskini azaltma potansiyeline sahiptir. Karaciğer, akciğer ve kolon kanserine yakalanma riskini azaltır. Kuersetinin, antiviral ve antiinflamatuar özellikleri de bulunmaktadır.

Birçok çalışma, elma tüketimini özellikle akciğer kanseri olmak üzere kanser riskinin azalma- sıyla ilişkilendirmiştir.

77.000 kadın ve 47.000 erkeği kapsayan hemşirelerin ve sağlık profesyonellerinin takip ça- lışmasında, meyve ve sebze alımı kadınlarda akciğer kanseri riskinde %21’lik bir azalma ile ilişkiliydi, ancak bu ilişki erkeklerde görülmedi. İncelenen birçok meyve ve sebzenin aksine elmalar akciğer kanseri riskinde azalma ile ilişkili nadir meyvelerden biriydi. Çalışmada günde en az bir porsiyon elma ve armut tüketen kadınların akciğer kanseri riski azaldı. Dahil olan erkeklerde, herhangi bir meyve veya sebze ile akciğer kanseri riski arasında herhangi bir ilişki görülmedi.

Hawaii’de yapılan bir vaka kontrol çalışmasında, elma alımının hem erkeklerde hem de kadınlarda akciğer kanseri riskinin azalmasıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Akciğer kanseri olan 582 hasta ve akciğer kanseri olmayan 582 kontrol deneği için sigara içme öyküsü ve gıda alımı değerlendirildi. En fazla elma, soğan ve beyaz greyfurt tüketen katılımcılarda, bu meyveleri en az tüketenlere kıyasla akciğer kanserinde %40-50 oranında daha az risk vardı. Akciğer kanseri riskinde azalma hem erkeklerde hem de kadınlarda ve hemen hemen tüm etnik gruplarda görüldü. Araştırmanın sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir eğilim olmamasına rağmen, akciğer kanseri ve kuersetin alımı arasında ters bir ilişki bulundu.

10.000 erkek ve kadının dahil olduğu 24 yıllık bir takibi içeren Finlandiya çalışmasında, flavonoid alımı ile akciğer kanseri gelişimi arasında güçlü bir ters ilişki görülmüştür. Örneklenen popülasyonda ortalama flavonoid alımı günde 4,0 mg idi ve toplam flavonoid alımının %95’i kuersetindi. Elma ve soğan birlikte tüm flavonoid alımının %64’ünü sağladı. Artan flavonoid tüketimi ile ilişkili azalan akciğer kanseri riski, özellikle genç insanlarda ve sigara içmeyenlerde güçlüydü. Elmalar, akciğer kanseri riskiyle ters orantılı olan tek özel gıdaydı. Fin popülasyonundaki ana flavonoid kaynağı elma olduğundan, elmadan elde edilen flavonoidlerin akciğer kanseri riskinin azalmasından büyük olasılıkla sorumlu olduğu sonucuna varıldı.

Diyet kateşinleri ve epitel kanseri ilişkisi, Zutphen Elderly çalışmasının bir parçası olarak 728 erkekte (65-84 yaş arası) incelenmiştir. Kateşin alımına çay %87 katkıda bulunurken, elma %8 katkıda bulunmuştur. Toplam kateşin ve çay tüketiminin akciğer kanseri üzerinde bir etkisinin olmadığı, ancak elma tüketiminin azalmış epitelyal akciğer kanseri insidansı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Zutphen Elderly çalışmasından elde edilen diğer veriler, meyve ve sebze flavonoidleri ile kanser insidansı arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir.

Kardiyovasküler Sağlık

Elma tüketimi ile kardiyovasküler hastalık riskinin azalması ilişkilendirilmiştir. Kadın Sağlığı Çalışması, yaklaşık 40.000 kadını 6,9 yıllık takiple araştırdı. En yüksek miktarda flavonoid alan kadınların kardiyovasküler hastalık riskinde %35’lik bir azalma vardı.

Başka bir çalışmada da elma yiyen kadınların kardiyovasküler hastalık riskinde %13-22’lik bir azalma görüldü.

Flavonoid alımı ve koroner mortalite arasındaki ilişkiyi inceleyen bir Finlandiya çalışmasında, toplam flavonoid alımının özellikle elma alımının kadınlarda koroner mortalite ile önemli derecede ters ilişkili olduğu bulunmuştur. Aynı kohort çalışmasından toplanan veriler, kuersetin ve elma alımının serebrovasküler hastalık üzerindeki olumlu etkisini de göstermiştir. En fazla elma tüketenler, en az miktarda elma tüketenlere kıyasla daha düşük trombotik inme riskine sahip olmuştur.

ABD Iowa’da yaklaşık 35.000 kadınla yapılan bir çalışmada, elma tüketimi menopoz sonrası kadınlarda koroner kalp hastalığı sebepli ölümler ile ters orantılıydı. Elmanın iki bileşeni olan kateşin ve epikateşin alımı, koroner kalp hastalığı ölümüyle güçlü bir şekilde ters orantılıydı. Elma kateşinleri, çaylarda yaygın olarak bulunan kateşin ve epikateşin gallatlarından daha fazla biyoyararlılık sağlayabilir.

Astım

Avustralya’da 1600 yetişkini içeren bir çalışmada, elma alımı, astım riskinde ve bronşiyal aşırı duyarlılıkta azalma ile ilişkili görülmüştür.

Birleşik Krallık’ta yapılan çalışmada selenyum alımının yanı sıra elma alımının yetişkinlerde daha az astım ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada, astımı olan yaklaşık 600 kişi ve astımı olmayan 900 kişiyle diyetleri ve yaşam tarzları hakkında anket yapılmıştır. Toplam meyve ve sebze alımı, astımla zayıf bir şekilde ilişkiliydi ama elma alımı astımla daha güçlü bir ters ilişki gösterdi. Bu ikinci etki, haftada en az iki elma tüketen deneklerde en belirgindi. Soğan, çay ve kırmızı şarap tüketimi, astım insidansı ile ilişkili değildi, bu da elma flavonoid lerinin özellikle faydalı bir etkisi olduğunu düşündürüyor.

HALK HEKİMLİĞİNDE KULLANIMI

Anadolu’nun ve Türk Dünyası’nın hemen hemen her yerinde bol ve çeşitli türleri yetiştirilen elma sahip olduğu vitaminler, organik asitler ve fosfor sayesinde vücudun pek çok uzvuna ve organına fayda sağlamaktadır. Elmanın iyileştirici etkisinin kullanıldığı hastalıklar aşağıda listelenmiştir.

Sinir ve adaleleri kuvvetlendiren, romatizmal hastalıkları tedavi eden elma yağının, eklem burkulmaları ve şişmelere iyi geleceğine inanılır ve bu durumlarda masaj yaparak uygulanır.

Elma vücuttaki ödem ve su tutulmasını önleyicidir.

Lifli bir yapısı olan elma kurusu da bağırsak iltihabını iyileştirmektedir.

Elma, bağırsaklarda bakteri üretimini dengeleyerek zayıflamaya yardımcı olur.

Türk halk hekimliği kolesterolün çaresini de çok önceden elmada görmüştür.

Bugün özellikle dâhiliye uzmanları kolesterol ve karaciğer yağlanmalarında elma sirkesinin kullanılmasını tavsiye etmektedir.

Bademcik iltihabı ve şişmesi için güneşte ısıtılan veya korun üzerinde pişirilen elmanın kabuğu ile birlikte ezilip lapa haline getirilerek iltihaplı yerlere, boğaza sarılması bademcik iltihabına iyi gelir. Ayrıca aynı durumda kişinin boğazına rendelenmiş elma pişirilerek de sarılabilir.

Elma, uçuk (Herpes) mikrobuna karşı çok etkilidir.

Elma suyu, deriyi gerginleştirerek, cilde güzellik verir. Deri döküntülerine iyi gelir.

Elma, mide asitleşmesi ve ülsere iyi gelir.


 10 MADDEDE ELMA
 

Bağırsak sağlığını düzenler: Lif içeriği en yüksek meyvelerden biridir.

 Vücudunhidrasyonunusağlar: Zengin su içeriğine sahiptir. 

 Antioksidanca zengin: Yüksek fayda görmek için bekletmeden tüketilmesi önerilir.

Akciğer kanseri riskini azaltır.

Tip II diyabetriskiniazaltır.

Düşük glisemik indekse sahiptir.

Kilo vermeye yardımcıdır.

Kardiyovasküler hastalık riskini azaltır.

Astım riskini azaltır.

Ağız ve diş sağlığı için faydalıdır.


Kaynaklar

Arts, I. C., Hollman, P. C., Bueno de Mesquita, H. B., Feskens, E. J., & Kromhout, D. (2001). Dietary catechins and epithelial cancer incidence: the Zutphen elderly study. International journal of cancer, 92(2), 298-302.

Arts, I. C., Jacobs Jr, D. R., Harnack, L. J., Gross, M., & Folsom, A. R. (2001). Dietary catechins in relation to coronary heart disease death among postmenopausal women. Epidemiology, 12(6), 668-675.

Boyer, J.,&Liu,R.H.(2004).Applephytochemicalsandtheirhealth benefits. Nutrition jour- nal, 3, 1-15.

Feskanich, D., Ziegler, R. G., Michaud,D. S., Giovannucci, E. L., Speizer, F.E.,Willett,W. C., & Colditz, G. A. (2000). Prospective study of fruit and vegetable consumption and risk of lung cancer among men and women. Journal of the National Cancer Institute, 92(22), 1812-1823.

De Oliveira, M. C., Sichieri, R., & Moura, A. S. (2003). Weight loss associated with a daily intake of three apples or three pears among overweight women. Nutrition, 19(3), 253-256.

Hertog, M. G., Feskens, E. J., Kromhout, D., Hollman, P. C. H., & Katan, M. B. (1993). Dietary antioxidant flavonoids and risk of coronary heart disease: the Zutphen Elderly Study. The lancet, 342(8878), 1007-1011.

Hertog, M. G., Feskens, E. J., Hollman, P. C., Katan, M. B., & Kromhout, D. (1994). Dietary flavo- noids and cancer risk in the Zutphen Elderly Study.

Knekt, P.,Jarvinen,R.,Reunanen,A.,&Maatela, J. (1996). Flavonoid intake and coronary mor- tality in Finland: a cohort study. Bmj, 312(7029), 478-481.

Knekt, P., Isotupa, S., Rissanen, H., Heliövaara, M., Järvinen, R., Häkkinen, S., ... & Reunanen, A. (2000). Quercetin intake and the incidence of cerebrovascular disease. European journal of clinical nutrition, 54(5), 415-417.

Knekt, P., Kumpulainen, J., Järvinen, R., Rissanen, H., Heliövaara, M., Reunanen, A., ... & Aro- maa, A. (2002). Flavonoid intake and risk of chronic diseases. The American journal of clinical nutrition, 76(3), 560-568.

LeMarchand, L., Murphy, S. P., Hankin, J. H., Wilkens, L. R., & Kolonel, L. N. (2000). Intake of flavonoids and lung cancer. Journal of the National Cancer Institute, 92(2), 154-160.

Sesso, H. D., Gaziano, J. M., Liu, S., & Buring, J. E. (2003). Flavonoid intake and the risk of car- diovascular disease in women. The American journal of clinical nutrition, 77(6), 1400-1408.

Shaheen, S. O.,Sterne, J. A., Thompson, R. L., Songhurst, C. E.,Margetts, B. M., & Burney, P.
G. (2001). Dietary antioxidants and asthma in adults: population-based case–control study.
American journal of respiratory and critical care medicine, 164(10), 1823-1828.

Woods, R.K.,Walters,E.H., Raven, J. M., Wolfe, R., Ireland, P. D., Thien, F. C., & Abramson, M. J. (2003). Food and nutrient intakes and asthma risk in young adults. The American journal of clinical nutrition, 78(3), 414-421.

Yeşil, Y. (2015). Türk Halk Hekimliğinde Elma. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum Eğitim Bilimleri ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(11), 201-212.



Beowell Freeze Dried Fruits and Vegetables – Beowell Dondurularak Kurutulmuş Sebze ve Meyveler
#beowell #freeze #dried #food #vegetable #fruit #vitamin #antioxidant #nutritional #healthy #freezedried #diet #diyetisyen #sağlıklıbeslenme #dondurularakkurutulmuş #meyve #sebze #Yenilmeyeniyedirmek #yemeyeneyedirmek

« Anasayfa